%40 H2O2, % 15 H2O2 den daha hızlı ve etkin mi beyazlatır?
Ne kadar çok hidrojen peroksit, o kadar beyaz dişler midir?
Diş Beyazlatma jellerindeki Hidrojen Peroksit oranını olabildiğince sabit düzeyde tutabilmek için en yaygın yöntemlerden birisi; su düzeyi düşük, yani yüksek orandaki hidrojen peroksite ilave stabilizatörler eklemektir.
Daha fazla kimyasal stabilizatörler kullanılan jeller, sanılanın aksine beyazlatma için kullanıldıklarında daha az etkili olabilmektedir. Stabilizatörler, hidrojen peroksitin kendiliğinden oluşan tepkimesini engellemek ve bozulmasını yavaşlatmak için kullanılır. Bundan bu tür ürünler diş beyazlatma işlemine başlandığında da Hidrojen peroksit yavaş tepkimeye girer ve daha az beyazlatıcı ajanın (free-radicals) açığa çıkmasına sebep olurlar.
Bu tür beyazlatma jelleri aynı zamanda asidik bir pH düzeyine sahip olduğu için (uzun raf ömrü için) sadece peroksit düzeyinin düşmesi önemli ölçüde yavaşlamaz. Aynı zamanda beyazlatmada etkin olan iyonları ve serbest radikalleri açığa çıkarmak yerine daha fazla su ve moleküler oksijen üretirler. Her ne kadar moleküler oksijen, oksidasyon etkisi ile beyazlatma yapabilsede, beyazlatmada asıl etken olan iyonlar ve serbest radikallerin büyük renk moleküllerini (chromophore) daha ufak parçalara ayırma yeteneğine sahip değildir. Etkin bir beyazlatma için bu lekelerin parçalanması lazımdır ve bu ise ancak daha çok serbest radikalin açığa çıkmasıyla gerçekleşebilmektedir.
Toplam 30 - 45 dakika süresinde birkaç sefer uygulanan yüksek oranlı hidrojen peroksit Oksidasyon etkisi ve aşırı dehidratasyonla etkisiyle birleştiğinde daha çok yüzeysel ve tebeşir rengi bir beyazlatma sonucu görülebilmektedir. Çoğu zaman yeterince serbest radikal açığa çıkmadığı için, dişe asıl koyu rengi veren kromoforlar molekülleri yeterince parçalanmamıştır. Ve birkaç gün içerisinde dişin suyuna da tekrar kavuşmasıyla birkaç ton geriye dönüş sıkça rastlanan bir durumdur. Bu bilindik bir durumdur ve çoğu zaman aynı hastaya birkaç hafta içinde ilave bir seans diş beyazlatma uygulaması yapmaya gerek duyulur.
Soğuk ortamda ve iyi şartlarda saklanmayan yüksek hidrojen peroksit içeren ürünlerin hidrojen peroksit oranını hızla düşmektedir. pH 3.5 düzeylerine kadar inen daha asidik bir yapıya kavuşabilmektedirler. Bu da çoğunlukla karşımıza daha fazla sıklıkta yaşanan diş hassasiyeti olarak çıkarmaktadır.
Yüksek hidrojen peroksit oranı ve daha çok stabilizatör ilavesi bir sorunu çözmeye çalışırken, diğer taraftan yeterince beyazlatıcı ajan açığa çıkaramayan beyazlatma jelleri diş hekimleri için daha çok problemli bir ürün haline gelebilmektedir.
Peki Düşük düzeyde hidrojen peroksit 1 saat içinde beyazlatır mı? Etkisini görmek için aşağıdaki BioWhiten ProOffice vakalarını inceleyebilirsiniz.
Comments